Cumartesi, Haziran 20, 2009

BİR İHTİMAL DAHA VAR..

STRESS TOP 9 + 1 BONUS
1-Hergün birbirinin aynı şeklinde devam ediyor.Sabahları zorla uyanıyor , telaşla makyajımı yapıyor,üstümü giyiniyor ve koşa koşa kapıya yönelip asansörün düğmesine basıp ayakkabılarımı giyinerek ;tekrar asansöre yöneliyorum..Asansöre doğru yaklaştığımda başka biri düğmeye basıp çağırıyor ve ben asansör düğmesine seri halinde basarak benden önce birinin daha çağırmasını engellemeye çalışıyorum..Günün ilk stresi böyle başlıyor....
2-Daha sonra arabama binip ; yola çıkıyorum..Yolda her kırmızı ışığa yakalandığımda geçen saniyeleri sayarak işe geç kalma olasılıklarını hesaplıyorum..Ayrıca acelesi olmayan insanların önüne geçme çabasıyla günün ikinci stresini yaşıyorum.
3-İşe geldiğimde kapıdan içeri adımımı atmak istemezken;bir mucizenin olmasını bekler gibi bir nefes alıyorum..
Gün içerisinde o ofisin içinde o kadar sıkıntı yaşanabileceğini orada çalışıyor olmasam tahmin bile edemem..Gün içerisinde o kadar çok stres altında kalmaya daha ne kadar dayanabilirim ki ?
Ben geldiğimden beri 5 kişi isteği ve isteği dışında ayrıldı..İş yapamazsan gidersin..
Ben bu işin bu kadar zor olduğunu bilseydim yine de seçer miydim acaba?
Neyse nerede kalmıştım..
Nefes almıştım..
İçeri giriyorum..Müdür odasından bir ses geliyor..Şu dosya ne oldu..Tamamlanmış mıydı?Bu ay yeni müşteri hedefimiz çok...Yeni müşteri bulmamız,yeni firma bulmamız lazım..
Ama nasıl...Günün üçüncü stresi...

4-Operasyonda bulunan yaşı hayli geçmiş ve ne dediğini anlayamadığım ;birşey söylediği zaman şaka mı ciddi mi söylüyor kavrayamadığım şahıs..gün içerisinde yaşanan stresler yetmezmiş gibi firmaların kullandırımlarında meydana gelen sorunlarda garip garip tavırlarıyla günün dördüncü stresini yaşatıyor...
Bazen yaşına saygımdan sesimi çıkarmazken bazen beni de dayanamaz hale getiriyor...
Şubedeki herkesi pes ettirmiş durumda..Ama yapacak bişey yok..

5-Firmalar ayrı bir alem ..Onların sorunlarını çözmeye çalışırken..Günün beşinci stresini yaşıyorum..

6-Akşam oluyor..Müdürümüz bugün vadesiz kaç yaptık diyor..Günün altıncı stresi..
Sanki sorunlarla uğraşmaktan zaman kalıyor da...

7-Saat 5 oluyor..Kapılar kapanıyor..Bize uyuyana kadar çalışın şeklinde imaj yaratan şubedeki abajur lambalarını da açarak ; çalışmaya devam ediyoruz..Çünkü hayat hızlı akıyor ve biz şubedeki işleri tam olarak hiçbir zaman yetiştiremiyoruz..Ve zaten çalıştığımız ortamda da bitmesi demek bizim de orada bulunmamamız demek...En azından bir kısmını çok zaman kaybetmeden bitirmeye çalışırken günün yedinci stresini yaşıyorum..

8-Saat 19:30-20:00 gibi şubeden çıktığımda kendimi karanlıktan aydınlığa çıkmış biri gibi hissediyorum..Tekrar arabama biniyorum..Akşam trafiğinde bir an önce evime gitmeye çalışırken günün sekizinci stresini yaşıyorum..

9-Eve geliyorum..Elimi yüzümü yıkıyorum..Aynadaki mutlu olmaya çalışan güleryüzlü suratıma bakarken aslında mutlu olmadığım fikrini unutmaya çalışıyorum..
Yemeğimi yiyip ; bir yandan televizyon izleyerek , bir yandan bilgisayara bakarak , bir yandan da kitap okuyarak birden fazla iş yapabilme yeteneğimi kullanıyorum..Mümkün olduğunca geç yatarak günü kurtarmaya çalışıyorum..
Sonra neden böyle olmak zorunda diye geleceğin stresi sarıyor , uyumak üzereyken beynimin içinde dolaşıyor düşünceler..Günün son stresini yaşıyorum...Farkında olmadan dalıyorum..

Ve sonra yine geç kalma telaşı..,
Ya bir de haftasonu olmasaydı ?

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home